Blog

Malpraktis Davası

blog-post
October05

Kategori: Sağlık Hukuku

Yazar: Av. Ahmet ERÇEK

Malpraktis Sağlık Hukuku

Malpraktis Davası

Malpraktis Nedir? Malpraktis; doktorun veya sağlık profesyonelinin bilgi veya tecrübe eksikliğine ya da hatasına bağlı olarak hastada ölüm, organ kaybı, sağlığın kalıcı veya geçici zarar görmesi gibi durumların ortaya çıkması şeklinde tanımlanabilir.


Malpraktis Davası Nedir?

 
Hastada veya sağlık hizmeti alan kişide doktorun yapmış olduğu tıbbi müdahaleye bağlı olarak ortaya çıkan zarar doktorun veya sağlık profesyonelinin hatasına veya bilgi eksikliğine bağlı ise iki tür hukuki ihtilaf mevzu bahis olur, 
 
1. Ceza Hukuku
2. Tazminat Hukuku

 
Malpraktise Bağlı Ceza Davaları
 
Ceza hukuku bağlamında şayet ortada bir malpraktis durumu var ise çoğunlukla taksirle yaralama, taksirle ölüme sebebiyet verme gibi T.C.K.’nda tanımlanan suç tiplerinden bahsedilir. Teorik olarak hiçbir doktorun hastasına kasten zarar vereceği düşünülemezse de şayet ortada doktorun hastasına kasten zarar vermesi gibi bir durum var ise gene T.C.K.’nda kasten işlenen suçlara dair hükümler uygulama alanı bulur.  Malpraktise bağlı ceza muhakemesi 2022 yılına kadar diğer ceza yargılamalarıyla benzer şekilde genel esaslara tabi olarak yürütülürken kamuoyunda Malpraktis Yasası olarak bilinen 15 Haziran 2022 tarihinde resmi gazetede yayınlanan “SAĞLIK MESLEK MENSUPLARININ TIBBÎ İŞLEM VE UYGULAMALARI NEDENİYLE SORUŞTURULMASINA VE İDARECE ÖDENEN TAZMİNATIN RÜCU EDİLMESİNE DAİR USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK” ile birlikte gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan doktorların ceza soruşturması, Sağlık Bakanlığı bünyesinde ihdas edilen “Mesleki Sorumluluk Kurulu” nun ön iznine bağlanmıştır. Kamuda çalışan her memurda olduğu üzere sağlık kuruluşlarında çalışan memur pozisyonundaki doktor için de geçerli olan soruşturma iznine ilave olarak şayet sağlık personeli ile ilgili ceza soruşturmasına dair bir suçlama var ise bu suçlama neticesinde Sağlık bakanlığı uhdesinde bulunan Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun da onayı ile soruşturma açılabilir. Mesleki Sorumluluk Kurulunun kararlarına karşı Ankara Bölge İdare Mahkemelerine itiraz edilir. 

 
Malpraktise Bağlı Tazminat Davaları
 
Malpraktise bağlı tazminat muhakemesi kendi içerisinde birçok farklı özellik barındırır. Malpraktise bağlı zarar gören hastanın veya yakınlarının tazminat hukuku bağlamında iki tür tazmin argümanı vardır. Bunlardan birincisi maddi tazminat öteki ise manevi tazminattır. 

 
1. Malpraktise Bağlı Maddi Tazminat Davası
 
Maddi tazminat, hukukumuzda genel olarak hukuka aykırı bir eylem neticesinde malvarlığında ortaya çıkan veya çıkması muhtemel zararın tazmini olarak öngörülmektedir. Bu genel tanımlamaya kıyasla malpraktise bağlı maddi tazminat davalarının diğer maddi tazminat davalarına nazaran münhasır bazı farklılıkları vardır. Vücut bütünlüğünün geri dönüşümsüz olarak bozulması, organ kaybı, vücut fonksiyonlarının kalıcı olarak bozulması, geçici sağlık problemleri gibi her bir durumda farklı maddi tazminat durumları ve talepleri ortaya çıkar. Tedavi için harcanan miktardan destekten yoksun kalma tazminatına, şayet ölümle sonuçlanan bir durum var ise cenaze masraflarına kadar birçok farklı tazminat kalemi bahis konusu olabilir. 
Malpraktis davalarını diğer tazminat davalarından ayıran önemli hususlardan birisi, doktorun veya sağlık profesyonelinin çalıştığı sağlık kuruluşunun türüne göre davanın farklı muhakeme usullerine tabi olmasıdır. Şayet bir özel sağlık kuruluşundan (özel hastanede) alınan sağlık hizmetine bağlı olarak ortaya çıkan malpraktis durumu var ise dava hukuk mahkemelerinde (eskiden asliye hukuk mahkemelerinde iken şu an tüketici mahkemeleri) açılırken şayet devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri, eğitim araştırma hastaneleri gibi kamu sağlık hizmet sunucusundan alınan sağlık hizmeti sonucu malpraktis durumu ortaya çıkmış ise bu durumda tazminat davası idare mahkemelerinde açıla bilinir. Özel sektörden alınan sağlık hizmetine binaen açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında arabuluculuk müessesesi dava şartıdır. Öncelikle arabulucu nezdinde taraflar iddialarını ve taleplerini öne sürer ve şayet anlaşma sağlanamazsa hasım olarak doğrudan doktor veya hastane gösterilerek dava açılabilir. Kamudan alınan sağlık hizmetine bağlı malpraktis (doktor hatası) davalarında ise özel sektördeki gibi dava şartı olarak arabuluculuk müessesesi bulunmamakta, onun yerine aynen malpraktise bağlı ceza davalarında olduğu üzere Mesleki Sorumluluk Kurulunun ön izni gerekmektedir. Kamu sağlık hizmet sunucularından alınan hizmete binaen açılacak malpraktis tazminat davaları doğrudan doktora değil hasım olarak idare gösterilerek dava açılır. 
 
 
2. Malpraktise Bağlı Manevi Tazminat Davası
 
Malpraktise bağlı manevi tazminat davalarının da ön izin ve yetkili mahkeme süreçleri aynen maddi tazminatta olduğu gibidir. Manevi tazminat, hukukumuzda Türk Borçlar Kanunu’nun 56 ve 58. Maddeleriyle, Türk Medeni Kanunu’nun 24-25-26-121- 158/2-174. Maddelerinde düzenlenmekte olup T.B.K. 58. Madde kişilik haklarının zedelenmesine bağlı manevi tazminatı düzenlemekte, T.M.K. 24-25 kişilik hakkında hukuka aykırı saldırıya bağlı manevi tazminatı, T.M.K. 26 ismin hukuka aykırı kullanımına bağlı manevi tazminatı, T.M.K. 121 nişanın bozulmasına bağlı manevi tazminatı, T.M.K. 158/2 evlenmenin butlanından kaynaklı manevi tazminatı, T.M.K. 174 ise boşanmada kusurlu tarafın manevi tazminatını düzenlemektedir. Tüm bu manevi tazminat düzenlemeleri içerisinde malpraktise (doktor hatasına) bağlı manevi tazminat T.B.K. 56. Madde de düzenlenmektedir. Bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hâkimin olayın şartlarını da göz önünde tutarak uygun bir miktar manevi tazminat ödenmesine karar verebilir şeklindeki 56. Madde, uygun miktarın ne kadar olduğu, neye göre hesaplanacağına dair herhangi bir kıstas ortaya koymamaktadır. Gene ölüm veya ağır bedensel hasar durumunda da hâkimin ölenin yakınları veya hasar görene uygun miktarda manevi tazminata hükmeder demek suretiyle kararı hâkimin değerlendirmesine tevdi etmekte ve takdir hakkını tamamıyla hâkime bırakmaktadır. Manevi tazminat maddi tazminatla birlikte açılabileceği gibi tek başına da açılabilir. Maddi tazminattan farklı olarak manevi tazminat kısmi olarak açılıp sonradan ıslah edilemez. Manevi tazminatın hukuki gerekçesi kişinin yaşamış olduğu acı ve ızdırabın bir nebze de olsa giderilmesi amaçlanmış olsa da hiçbir hesaplama kıstasının olmaması ciddi bir eksikliktir. Doktrin de ve İsviçre hukukunda çeşitli hesaplama formülleri ortaya konmuş olmakla beraber henüz yerel hukukumuzda manevi tazminat hesabına dair bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır. 

 
Malpraktis Davalarında Zamanaşımı
 
Malpraktis veya diğer adıyla doktor hatasına bağlı tazminat davalarında zamanaşımı süresi; zarar görenin veya yakınlarının zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde tıbbi müdahalenin yapıldığı tarihten başlayarak on senedir.
 

Paylaş :