Blog

Hizmet Tespiti Davası Nedir?

blog-post
September21

Kategori: İş Hukuku

Yazar: Av. Aydan YILDIRIM

Hak Düşürücü Süre Hizmet Tespiti Davası İş Hukuku

Hizmet Tespiti Davası Nedir?

Hizmet tespiti davası, işçi ve işveren arasındaki çalışma ilişkisinin belirsiz olduğu veya sosyal güvenlik kurumuna eksik bildirimler yapıldığı durumlarda (sosyal güvenlik kurumuna hizmet sürelerinin hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi, sürekli çalışma yapılmasına rağmen işe giriş çıkış yaptırılması, SGK girişlerinin geç yaptırılması, işçinin sigortasız çalıştırılması vb.) ortaya çıkan bir hukuki süreçtir. Bu dava, işçinin sigorta primlerinin düzenli bir şekilde ödenip ödenmediğini belirlemek ve çalışma süresini resmi olarak tespit etmek amacıyla açılır. Hizmet tespiti davası, Türkiye'deki sosyal güvenlik sistemi içerisinde önemli bir yer tutar ve işçi haklarını koruma amacını taşır. Bu dava ile işçi, işverenin sigorta yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle uğradığı hak kayıplarını telafi edebilir. Ancak bu dava için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.


Hizmet Tespiti Davası Açmanın Şartları

Hizmet tespiti davası açmak için bazı önemli şartlar bulunur:

İş Görme Borcu: İşçinin işveren tarafından çalışması istenmiş ve iş görme borcu yerine getirilmiş olmalıdır.

Hizmet Sözleşmesi: İşçi ve işveren arasında yazılı veya sözlü bir hizmet sözleşmesi bulunmalıdır.

SGK Bildirimleri: İşçinin sigorta primlerinin hiç ödenmemiş veya eksik ödenmiş ise bu durum, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından daha önce tespit edilmemiş olmalıdır.

 
Hizmet Tespit Davasının Hukuki Dayanağı

Hizmet tespiti davasının yasal dayanağı olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86/9 maddesinde:
“Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca  tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.” denilmiştir.

 
Hizmet Tespit Davalarında Hak Düşürücü Süre

Hizmet tespit davası hak düşürücü süreye tabi bir davadır. Yani hizmet tespit davası zamanaşımı süresine değil, hak düşürücü süreye tabidir ve bu süre 5 yıldır. Hizmet tespit davasında hizmet süresinin bitiminden sonra 5 yıl içerisinde dava açılabilmektedir. İşçinin işten ayrıldığı yılın son gününden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlayacaktır. Ancak 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olma kuralının istisnaları mevcuttur. Bu istisnai durumlar, bu sürenin işlemesini engelleyebilir veya durdurabilir:
 
 
Hizmet Tespit Davalarında Hak Düşürücü Süre İstisnaları
 

  1. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde belirtilen belgelerin kuruma verilmiş olması, bu istisnaların başında gelir:
 
  1. İşe Giriş Bildirgesi: İşverenin işe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
 
  1. Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosu: Dört aylık sigorta primleri bordrosu SGK'ya verilmişse,
 
  1. Aylık Sigorta Primleri Bildirgesi: Aylık sigorta primleri bildirgesi de işveren tarafından SGK'ya verilmişse,
 
  1. Sigortalı Hesap Fişi: Sigortalı hesap fişi de aynı şekilde işveren tarafından SGK'ya verildiyse, hizmet tespit davaları hak düşürücü süreye uğramaz.
 
  1. Diğer bir istisna ise işçinin, işveren yanında iş akdine tabi olarak çalıştığının SGK tarafından tespit edilmesi durumunda ortaya çıkar:
 
  1. Müfettiş Durum Tespit Tutanağı veya Tahkikat Raporları: SGK tarafından yapılan incelemeler sonucunda işçinin çalıştığı tespit edilmişse,
 
  1. Asgari İşçilik İncelemesi Sonucu Tahsilat: İşverenin sigortalının primlerini ödemediği bir döneme dair asgari işçilik incelemesi sonucu SGK tarafından tahsil edilmişse, 
 
 

  1. İşveren Tarafından Ücret Kesintisi Gösteren Ücret Tediye Bordrosu: İşveren tarafından imzalanan ücret tediye bordrosu, sigortalının primlerinin kesildiğini gösterdiği halde ve bu primlerin SGK'ya ödenmediği durumda,
 
  1. Sigortalı Durumunda İken Memurluğa Geçiş: İşçi sigortalı durumunda iken memurluğa geçiş yaparsa, işe giriş bildirgesi zamanında verilmiş olsa bile, primlerin bordrosu ve SGK'ya intikali gerçekleşmemişse, bu durumda da hak düşürücü süreden bahsedilemeyecektir.
 
 
        *Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası, hizmet tespit davasının bir türü olarak kabul edilir. Ancak, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası ve hizmet tespit davası birbirinden farklı davalardır.

  • Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında sadece ilk işe giriş bildirgesinde yazılı olan bir günlük çalışma talep edilirken, hizmet tespit davasında belli bir döneme ilişkin çalışmalar talep edilir.                                       
  • Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında yalnızca Kurum (SGK) davalı olarak yer alırken, hizmet tespit davasında işveren de davalı olarak bulunur.                                                                                                      
  • Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında Kurum’a başvurulmuş olması dava şartı iken, hizmet tespit davasında böyle bir şart yoktur.

 
 
 
Hizmet Tespiti Davasının Sonuçları

Hizmet tespiti davasının sonuçları işçi açısından oldukça önemlidir. Davanın lehe sonuçlanması halinde işçi, kuruma bildirilmeyen veya eksik bildirilen hizmet süreleri için sigortalı sayılacak ve bu süreler emeklilik hesabına dahil edilecektir. Ayrıca işçi, bu süreler için eksik ödenen sigorta primlerini ve ücret farklarını işverenden talep edebilecektir. İşveren ise hem SGK’ye hem de işçiye ödeme yapmak zorunda kalacaktır.
 
 
Hizmet Tespiti Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dokuzuncu fıkrasında yer alan hüküm gereğince hizmet tespit davalarının incelenmesinde görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre; iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte davalının ikametgâh adresinin yetki çevresinde kalan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler geçerli sayılmaz. SGK aleyhine açılan davalarda yetkili mahkeme, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerinin bulunduğu yer iş mahkemesidir.



Paylaş :